Semiha Berksoy: Türk Operasının ve Resminin Renkli Sesi, Berlin’de Büyük Bir Sergiyle Anılıyor!
Türk sanat ve opera tarihine adını altın harflerle yazdıran Semiha Berksoy, Berlin’de açılacak olan kapsamlı retrospektif sergisiyle bir kez daha dünya sahnesine çıkıyor. Berlin’in prestijli sanat mekanlarından Hamburger Bahnhof – Çağdaş Sanat Ulusal Galerisi, 6 Aralık 2024 - 11 Mayıs 2025 tarihleri arasında Berksoy’un yaşamını, sanatını ve unutulmaz mirasını ziyaretçilere sunacak.
İlk Türk Opera Sanatçısı ve Çok Yönlü Bir Sanatçı
Semiha Berksoy, yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın da saygı duyduğu bir isimdir. Türk operasının ilk kadın sanatçılarından biri olan Berksoy, 1910 yılında dünyaya geldi. Türkiye’nin ilk operası kabul edilen *"Özsoy"*da başrol oynayarak sanat dünyasına giriş yaptı.
1936’da Berlin Müzik Yüksekokulu’nda eğitim görme fırsatı buldu. 1939 yılında ise Richard Strauss’un "Ariadne auf Naxos" operasında başrol oynayarak Alman izleyicileri büyüledi. Ancak Berksoy’un yetenekleri bununla sınırlı değildi. Operadaki başarısını resim sanatına taşıyan sanatçı, tuvallerinde opera sahnelerinden ilham aldığı renkli ve dramatik bir dünyayı yansıttı.
Berlin’deki İlk Büyük Retrospektif
"Singing in Full Colour" (Tam Renklerle Şarkı Söylemek) adlı sergi, Semiha Berksoy’un sanatını ve hayatını kapsamlı bir şekilde gözler önüne seriyor. Bu sergi, Berksoy’un Berlin ile olan derin bağlarını ve sanatındaki evrensel gücü yeniden hatırlatıyor. Sanatseverler, bu sergiyi sadece bir sanat etkinliği değil, tarihe tanıklık etme fırsatı olarak görüyor.
Serginin açılış etkinliği, 5 Aralık’ta saat 19.00’da başlayacak ve 22.00’ye kadar ziyaretçilere ücretsiz olarak açık olacak.
Semiha Berksoy Neden Önemli?
1. Türk Operasının Öncüsü
Berksoy, Türkiye’nin ilk opera sanatçılarından biri olarak operayı Türkiye’de tanıtmakta büyük bir rol oynadı. Ayrıca, Carl Ebert ile birlikte Türk Devlet Operası ve Ankara Devlet Konservatuvarı’nın kuruluşuna katkıda bulundu.
2. Sanatın İki Yüzü: Opera ve Resim
Berksoy, operadaki dramatik anlatımı resim sanatına taşıyarak özgün bir tarz yarattı. Eserlerinde genellikle opera sahnelerinden, rollerinden ve kendi hayatından otobiyografik izler taşıdı.
3. Uluslararası Tanınırlık
Sanatçı, yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası arenada da büyük bir başarı elde etti. Berlin’de *"Ariadne auf Naxos"*daki performansı, onu dünya çapında tanınan bir sanatçı yaptı. Resimleri, Venedik Bienali gibi prestijli platformlarda sergilendi.
4. Kadın Gücünün Sembolü
Kadınların toplumsal engellerle karşılaştığı bir dönemde Berksoy, bu sınırları aşarak sanat dünyasında güçlü bir yer edindi. İleri yaşına kadar sahnede aktif olarak yer aldı; 90 yaşında, New York’taki Lincoln Center’da Wagner’in *"Liebestod"*unu seslendirdi.
5. Türkiye ve Berlin Arasında Bir Bağ
1930’larda Berlin’de geçirdiği yıllar, Berksoy’un kariyerini ve sanatını şekillendirdi. Sanatçı, Türkiye ile Batı dünyası arasında bir kültür köprüsü kurarak iki dünyanın değerlerini bir araya getirdi.
Sanatseverler İçin Kaçırılmayacak Bir Fırsat
Hamburger Bahnhof’daki bu retrospektif sergi, Semiha Berksoy’un çok yönlü sanatını ve onun kültürel mirasını daha yakından tanımak için eşsiz bir fırsat sunuyor. Berlin’in sanat tarihinde önemli bir yere sahip olan Berksoy, bu sergiyle bir kez daha adından söz ettirecek. (MFM-Redaksiyon/Taner Şentürk)