Küresel ısınma birçok doğa felaketini tetikliyor., © shutterstock
 shutterstock

Paris İklim Anlaşması 10 Yaşında: Almanya Baskı Altında!

12.12.2025

Paris İklim Anlaşması’nın imzalanmasının üzerinden bugün tam 10 yıl geçti. 2015’te neredeyse tüm dünya ülkeleri, küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırma hedefi üzerinde uzlaşmıştı. Ancak bugün hem Almanya’da hem de küresel ölçekte manzara pek umut vermiyor. Helmholtz Çevre Araştırma Enstitüsü’nden İklim Politikası Uzmanı Prof. Reimund Schwarze, süreci yeniden değerlendirdi.

“Dünya çok yavaş ilerliyor”

Schwarze, mevcut durumu şöyle özetliyor:

“1,5 derece hedefi 2030’a kadar pratikte artık tutturulamayacak. Dünya çok yavaş ilerliyor. Almanya’nın da eksiklerini tamamlaması gerekiyor.”

Küresel değerlendirme raporları (Global Stocktake), Paris Anlaşması kapsamında kaydedilen ilerlemenin hedeflerin oldukça gerisinde kaldığını doğruluyor.

1,5 derece hedefinin kaçırılması ne anlama geliyor?

Prof. Schwarze’ye göre sonuçlar hem Almanya hem de dünya için çok ciddi olacak:

• Sıcak hava dalgaları sıklaşacak → sağlık sorunları ve dış mekânda çalışanlar için ciddi verim kayıpları

• Kuraklıklar, 2018–19 yıllarında yaşananlara benzer şekilde, tekrar eden ve yıllara yayılan biçimde artacak

• Aşırı yağış ve sel felaketleri ülke genelinde daha sık görülecek

Schwarze, “Almanya ısınmadan daha fazla etkilenen bölgeler arasında. Artış burada küresel ortalamanın da üzerine çıkacak.” diyor.

Paris Anlaşması hâlâ önemli mi?

Tüm olumsuz tabloya rağmen uzman, antlaşmanın uluslararası işbirliği için kritik önem taşıdığını vurguluyor:

“Paris Anlaşması hâlâ bir dönüm noktası. Üzerinde çalışmaya devam etmeliyiz, vazgeçmek çözüm değil.”

Küresel iklim politikası bir yol ayrımında

Schwarze, iklim politikasının dünya genelinde sancılı bir döneme girdiğini söylüyor:

“Hiçbir yerde işlerin olması gerektiği hızda ilerlediğini söyleyemeyiz. Önemli olan, gelecek iklim zirvelerinde Paris Anlaşması’nı güçlendirecek bir plan ortaya konup konamayacağı.”

Uzmanın değerlendirmesi, 10 yıl sonra bile iklim mücadelesinin hem siyasi hem ekonomik hem de toplumsal düzeyde ne kadar büyük bir sınav olarak önümüzde durduğunu hatırlatıyor.

(Kaynak: dpa - MFM-Redaksiyon/Taner Şentürk)