Merz'den Üniversitelerdeki Müslümanlara Uyarı: “Biz Laik Bir Devletiz”
24.07.2025
Başbakan Merz, Almanya’daki üniversitelerde kadın-erkek farklı katılım uygulamarıyla düzenlenen bazı Müslüman öğrenci etkinliklerini eleştirdi. Başbakan, Almanya’nın laikliği Fransa’daki gibi katı olmasa da devletin dini gruplara karşı tarafsız kalma yükümlülüğü olduğunu söyledi.
Tepki çeken uygulamalar
Kiel Üniversitesi’ndeki bir Öğrenci Grubu’nun etkinliğinde kadın ve erkeklere ayrı giriş kapıları önerildiği ve ayrı oturma düzeni oluşturulduğu iddiası medyaya yansımıştı. Benzer şekilde, Berlin’deki Charité Tıp Fakültesi’nde de bir öğrenci topluluğunun düzenlediği toplantıda kadın ve erkeklerin ayrı oturduğu ileri sürülmüştü. Charité, bu uygulamaların kurumun eşitlik ilkelerini ihlal edip etmediğini araştırıyor.
Merz’den laiklik vurgusu
Olaylarla ilgili olarak Hannover Tıp Fakültesi’ndeki konuşmasında Başbakan Friedrich Merz, Almanya’nın laik bir devlet olduğunu söyledi. Merz “Üniversitelerimizde açık fikirlilik, liberal düşünce ve dini hoşgörü hâkim olmalı. Bu ilkeleri özellikle farklı kültürel ve dini geçmişten gelen öğrencilerden bekliyoruz ve bunu gerekirse uygulatacağız” ifadesini kullandı.
Almanya’da laiklik: Fransız modelinden farklı
Merz’in “laik devlet” vurgusu Fransa’daki katı laiklik modelini çağrıştırsa da Almanya’da durum farklı. Alman Anayasası (Grundgesetz), dini özgürlük ve devletin tarafsızlığı ilkelerini içeriyor. Ancak Almanya’da dinle devlet arasında çok sayıda kurumsal işbirliği bulunuyor: Din dersleri, dini bayramlar, kilise vergisi, askeri ve hastane din hizmetleri gibi uygulamalar halen geçerli. Katı bir laiklik değil, “kooperatif bir ayrım” söz konusu. Bu da laiklik değil sekülerizm olarak tanımlanıyor.
Müslüman cemaatler kamusal statüye erişemiyor
Hıristiyan kiliseleri kamu tüzel kişiliği (Körperschaft des öffentlichen Rechts) statüsüne sahipken, Müslüman topluluklar bu yapıya erişmekte güçlük çekiyor. Bu durum, kendi eğitim kurumlarını veya din hizmetlerini kurma konularında yapısal zorluklara yol açıyor. Devlet, bu boşluğu beirats (danışma kurulları) gibi geçici çözümlerle doldurmaya çalışıyor. (Kaynak: Frankfurter Allgemeine Zeitung / MFM-Redaksiyon: M. Hastürk)