Güvensizlik Duygusu Beynimizi Nasıl Etkiler?
Kendimizi güvende hissetmediğimiz zamanlar artık hayatımızın bir parçası haline geldi. Gerek sosyal medyada gördüklerimiz, gerekse kendi hayatımızda karşılaştığımız olaylar, içimize güvensizlik ve tehdit algısı yerleştiriyor. Peki, beynimizi etkileyen bu duygularla nasıl başa çıkabiliriz? Nörobilim Uzmanı Gülferi Yıldırım, güvensizlik duygusunun beynimize olan etkilerini ve bu etkiyi hafifletmenin yollarını anlatıyor.
Günümüzde hem toplumsal hem bireysel düzeyde güvensizlik ve sürekli tetikte olma hali, dünyada artan bir sorun haline geldi. Yaşadığımız coğrafya da bu kaygıyı daha da derinleştiriyor. Her sabah uyandığımızda karşılaştığımız olumsuz haberler, psikolojik etkilerin yanında biyolojik olumsuzlukları da beraberinde getiriyor.
Modern Dünyada Beyin Nasıl Zorlanıyor?
Bilgi Akışı Beynimizi Yoruyor
Bilginin hızla yayıldığı bu çağda, insan beyni evrimsel olarak bu yoğun bilgi akışına adapte olmamış durumda. Evrimsel psikolojiye göre, beynimiz 150 kişilik topluluklar içinde yaşamaya uygun şekilde gelişmiştir. Ancak bugün, dijital teknolojiler sayesinde milyonlarca insana ulaşıyoruz. Bu da beynimizin sınırlarını zorluyor.
Tehlike Algısı Öncelikli
Beynimiz bir hayatta kalma aracıdır ve önceliği tehlikeleri algılamaktır. Kötü haberlerin hızla yayılmasının ardındaki nörobilimsel sebep de budur. Kötü haberlere maruz kalmak, beynimizin "savaş-kaç" moduna geçmesine neden olur. Kronik stres hormonları olan kortizol ve adrenalinin seviyesinin artması, uzun vadede hem fiziksel hem de zihinsel sağlığımızı olumsuz etkiler.
Beynimizi Koruma Stratejileri
Bilgi Diyeti: Haberleri ve sosyal medyayı kontrollü tüketmek, beynin tehdit algısını kontrol altına alabilir. Belirli aralıklarla dijital dünyağdan uzak kalmak, stres seviyelerini düşürmeye yardımcı olur.
Güne Doğru Başlangıç: Sabah uyanır uyanmaz telefon ve televizyona sarılmayın. Kısa bir meditasyon veya nefes egzersizi ile beyninizi günün stresine hazırlayabilirsiniz.
Mindfulness ve Meditasyon: Düzenli olarak mindfulness veya meditasyon yapmak, amigdalayı sakinleştirerek stres hormonlarını azaltır ve zihinsel dengenizi geliştirir.
Fiziksel Aktivite: Egzersiz, kortizol seviyelerini azaltır ve mutluluk hormonlarını arttırarak hem bedenin hem de zihnin sakinleşmesine yardımcı olur.
Sosyal Bağları Güçlendirme: Yakın ilişkiler kurmak ve güvenli bağlar geliştirmek, beyninizin "sosyal beyin" mekanizmalarını olumlu yönde etkiler.
Güvensizlik ve tetikte olma hali, beynin evrimsel adaptasyonlarıyla modern dünyanın çelişkilerinin bir ürünüdür. Ancak doğru stratejilerle, bu tehdit algısını dengeleyerek daha sağlıklı bir yaşam sürebilmek mümkün. Unutmayın, neye odaklanırsak, beynimiz o yönde şekillenir.
(Kaynak: Habertürk / MFM Redaksiyon: Buse Şimşek)