Göçmenler için Almanca Testinde Skandal, © dpa
 dpa

Baden-Württemberg’de göçmen gerçeği: İş gücü için umut, belediyeler için yük

20.10.2025

Baden-Württemberg’de göçmenler topluma hem destek hem de zorluk getiriyor. Bir yanda otobüs şoförleri, hemşireler ve bakım çalışanları olarak hayati görevler üstleniyorlar; diğer yanda belediyeler barınma, okul ve finansman sorunlarıyla sınırda.

Göç: Kriz mi, fırsat mı?

Göç konusu Baden-Württemberg’de hem toplumsal hem de siyasi gündemin başında yer alıyor.
Suriye ve Afganistan’dan gelenler artık onuncu yıllarını Almanya’da geçiriyor; son dönemde Ukrayna’dan gelenlerle birlikte sayı yeniden arttı.
Göçmenlerin bir kısmı iş gücü açığını kapatıyor, ancak aynı zamanda konut, eğitim ve finansman konularında belediyeleri zorluyor.

Otobüs şoförü Yaser: “Benim için Almanya ikinci vatan”

Ravensburg’da otobüs süren Yaser Aldebsh, on yıl önce Suriye’deki iç savaştan kaçıp Almanya’ya geldi.
Eskiden ayakkabıcı olan Yaser şimdi DB Regiobus bünyesinde çalışıyor.
“İşimden çok memnunum. İnsanlarla iletişim kurmayı seviyorum,” diyor.

Yaser’in amiri Lulzim Trbunja, sürücü kadrosunun yüzde 20’sinin göçmen kökenli olduğunu söylüyor:
“Göçmen çalışanlarımız olmadan toplu taşımayı bu düzeyde sürdüremeyiz.”

DB Regiobus’a göre, yerli iş gücü ihtiyacı karşılamaya yetmiyor; bu nedenle yurtdışından istihdam uzun vadeli bir zorunluluk haline geldi.

Mahmod’un hikâyesi: Sistem için vazgeçilmez, ama kalması belirsiz

Freiburg’daki St. Josef Hastanesinde çalışan Mahmod K., 19 yaşında.
Almanya’ya tek başına sığınmış, burada bakım asistanlığı eğitimini tamamlamış.
Şimdi tam teşekküllü hemşirelik eğitimine geçmek istiyor. Ancak asylum başvurusu reddedilmiş.

Mahmod’un iş arkadaşları ve hastane yönetimi bu kararı anlayamıyor:
“Bizim için bu gençler vazgeçilmez. Onlar olmasa bakım hizmeti çöker,” diyor kurum yetkilileri.

Freiburg Belediye Başkanı Martin Horn da benzer görüşte: “Bakım sektöründe çalışanların yüzde 95’i yabancı kökenli. Bu sistem onların emeğiyle ayakta duruyor.”

Bakan Gentges: “Yasal yolları hızlandırmalıyız”

Eyaletin Göç Bakanı Marion Gentges (CDU), göçmen iş gücünün önemini kabul ediyor, ancak sistemin yavaşlığını eleştiriyor: “Yabancı niteliklerin tanınması ve iş piyasasına geçiş süreci hâlâ çok uzun. Biz bu süreci kısaltmak için yeni bir eyalet ajansı kurduk.”

Gentges, “kontrollü, yasal ve hızlı göç” politikasının Baden-Württemberg için hem ekonomik hem sosyal açıdan zorunlu olduğunu vurguluyor.

Belediyeler sınırda: “Kim sipariş ettiyse o ödesin”

Haslach im Kinzigtal gibi küçük kasabalar göçün yükünü taşıyor.
7.000 nüfuslu kasabada 150 mülteci konteynerlerde yaşıyor, yeni gelen 50 kişi içinse yer kalmamış durumda.
Belediye Başkanı Armin Hansmann, durumu şöyle özetliyor:
“Burada barınma ve çocuk bakımı sistemimiz zaten sınırda. Göçmen akışı bunu daha da zorluyor.”

Hansmann, devletin daha fazla destek sağlaması gerektiğini savunuyor:
“Biz ‘Wirtshausprinzip’ diyoruz: Kim sipariş ettiyse, o ödesin. Bu ulusal bir görev; belediyeler tek başına altından kalkamaz.”

Maliyet artıyor, çözüm belirsiz

Baden-Württemberg Belediyeler Birliği de aynı uyarıyı yapıyor: Barınma, okul kapasitesi, kreşler ve dil kursları yerel yönetimlerin bütçelerini zorluyor.
Yeni gelenler kadar uzun süredir bölgede yaşayan göçmenlerin de entegrasyon maliyetleri belediyelerin sırtında kalıyor.

Sonuç: Göç hem ihtiyaç hem sınav

Baden-Württemberg’de göç hem ekonomik bir zorunluluk hem de politik bir tartışma konusu haline geldi.
Bir yanda sistemin çarklarını döndüren iş gücü, diğer yanda yükün altında ezilen yerel yönetimler var. (Kaynak: SWR / MFM-Redaksiyon: M. Hastürk)