Avrupa Aşırı Sağı’nda Yükselen Bir Eğilim: Kadın Liderler!
Avrupa’da aşırı sağ partilerin seçimlere kadın liderlerle gitmesi, kadın politikacıları medya yüzü olarak belirlemesi ya da iktidar mücadelesinde aktive etmesi artan bir eğilim. Giorgia Meloni'nin İtalya'da iktidara gelişi, Marine Le Pen'in Fransa'daki etkisi ve Alice Weidel'in Almanya'daki yükselişi, aşırı sağın kadın liderler altında nasıl güçlendiğini gösteriyor. Bu olgunun tarihi, sosyolojik, kültürel ayrımcı vb. yeni sağın algısına dayalı birçok nedeni olabilir. Biz ama burada yorumdan çok bir fotoğraf çekmek istedik.
Kadın Liderler ve Aşırı Sağ
Aşırı sağ partilerin kadın liderler altında daha geniş seçmen kitlesine ulaşma eğilimi, Avrupa siyasetinde dikkat çeken bir dinamik haline geldi. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Fransa’dan Marine Le Pen ve Almanya’dan Alice Weidel bu yeni dönemin önde gelen isimleri arasında yer alıyor. Kadın liderler, partilerinin geleneksel sert imajını yumuşatarak daha kabul edilebilir bir çizgide seçmenlere hitap ediyor. Bu strateji, aşırı sağın politik mesajlarının geniş bir kitleye ulaşmasını sağlıyor.
Alice Weidel ve AfD'nin Yeni Stratejisi
Almanya için Alternatif (AfD), tarihinde ilk kez bir kadın başbakan adayı çıkardı. Parti ve grup lideri Alice Weidel, 23 Şubat'taki seçimlerde AfD'nin başbakan adayı olarak belirlendi. Weidel’in adaylığı, Almanya’da mevcut siyasi dengeleri değiştirebilecek bir potansiyel taşıyor.
Son ARD-DeutschlandTrend anketine göre, CDU/CSU’nun liderliğindeki Birlik partileri %32 ile birinci sıradayken, AfD %18 ile ikinci sırada yer alıyor. SPD %16, Yeşiller ise %14 oranında destek görüyor. AfD’nin bu yükselişi, kadın liderlerin stratejik rolünün altını çiziyor. (Bunlar bir süredir ortaya çıkan yakın anket sonuçları, zamanla güncellenmesi gerekir!)
Giorgia Meloni: İtalya'nın Yeni Yüzü
Giorgia Meloni, "İtalya'nın Kardeşleri" partisinin lideri olarak, 2022 yılında İtalya'nın ilk kadın başbakanı oldu. Meloni, geleneksel aile değerlerini ve ulusal kimliği vurgulayan politikalarıyla dikkat çekiyor. Ancak, evlilik dışı bir çocuk sahibi olması ve LGBT haklarına karşı tutumu, onun geleneksel aile ideallerine olan bağlılığını sorgulattı.
Marine Le Pen: Fransa'da Süregelen Etki
Marine Le Pen, "Ulusal Birlik" partisinin lideri olarak, Fransa'da aşırı sağın en tanınmış figürlerinden biri. Le Pen, partisini daha kabul edilebilir bir imajla sunarak, aşırı sağın geleneksel sert imajını yumuşattı. Bu strateji, partinin daha geniş bir seçmen kitlesine ulaşmasını sağladı.
Diğer Örnekler: Avrupa'da Aşırı Sağ Kadın Liderler
Avrupa genelinde, aşırı sağ partilerin başında olan kadın liderlerin etkisi giderek artıyor. İşte bu liderlerden öne çıkan bazı isimler:
Katalin Novák (Macaristan): Fidesz Partisi'nin üyesi ve ülkenin Cumhurbaşkanı. Katalin Novák, geleneksel aile değerlerini savunan ve göçmen karşıtı politikalar izleyen bir lider olarak tanınıyor.
Martina Šimkovičová (Slovakya): Slovakya'daki aşırı sağ hareketin önde gelen figürlerinden biri. Geleneksel değerlere bağlı bir politika izliyor.
Sylvi Listhaug (Norveç): Norveç İlerleme Partisi'nin lideri. Göç karşıtı ve milliyetçi bir söylemle Norveç siyasetinde önemli bir rol oynuyor.
Pia Kjærsgaard (Danimarka): Danimarka Halk Partisi'nin kurucularından ve eski lideri. Aşırı sağın Danimarka'daki yükselişinin öncülerinden biri.
Siv Jensen (Norveç): Norveç İlerleme Partisi'nin eski lideri. Partiyi Norveç siyasetinin merkezine taşıyan figürlerden biri. Ayrıca 2013’ten 2020’ye kadar Norveç’in Maliye Bakanı olarak görev yaptı.
Bu liderler, ulusal kimlik, göçmen politikaları ve geleneksel aile değerleri gibi konular üzerinden seçmenleri etkiliyor. Kadın liderlerin bu alanlardaki aktif rolleri, aşırı sağın Avrupa'daki stratejik dönüşümünü daha belirgin hale getiriyor.
Diğer Partilerin Tepkileri ve Stratejileri
Avrupa’daki diğer partiler, aşırı sağ partilerin yükselişi karşısında farklı stratejiler benimsemiştir:
Eleştiri ve Red: Özellikle sol ve liberal partiler, aşırı sağ partileri keskin bir şekilde eleştiriyor. Bu partileri yabancı düşmanlığı, milliyetçilik ve toplumda bölünmelere yol açmakla suçluyorlar.
Politikaların Uyarlanması: Bazı merkez sağ ve muhafazakâr partiler, aşırı sağa kayan seçmenleri geri kazanmak için göç politikalarını sertleştirdi ve ulusal çıkarları daha fazla vurgulamaya başladı.
Koalisyon ve İş birliği: İtalya'da Giorgia Meloni'nin liderliğindeki hükümet ve Hollanda’da Geert Wilders’in rolü, aşırı sağ partilerin hükümet koalisyonlarına dahil olduğu örneklerden bazıları. Bu iş birlikleri, ülkelerin politikalarını önemli ölçüde etkiliyor.
Dışlama ve İzolasyon: Diğer durumlarda, aşırı sağ partilerin hükümete girmesi engelleniyor. Örneğin, Avusturya’da FPÖ’nün koalisyon kurması zorluklarla karşılaştı. Almanya’da eyalet ve belediyeler düzeyinde “kırmızı çizgi” çiziliyor ve AfD ile diğer partiler iş birliği yapmaya karşı çıkıyor.
Sonuç: Avrupa'da Yeni Bir Dönem
Avrupa'da aşırı sağ partilerin kadın liderler altında daha başarılı olup olmadığı sorusu, Giorgia Meloni, Marine Le Pen, Alice Weidel ve diğer liderlerle gündeme geliyor. Bu liderler, partilerinin mesajlarını daha geniş kitlelere ulaştırmada ve imajlarını yumuşatmada stratejik bir rol oynuyor. Ancak, bu eğilimin ne kadar sürdürülebilir olduğu ve kadın liderlerin uzun vadede aşırı sağın politik geleceğini nasıl etkileyeceği, zamanla daha çok anlaşılacak. (Redaksiyon / Mesut Hastürk)
Kaynaklar:
Simone Schmollack, "Rechtspopulistinnen in Europa: Rechts, weiblich, erfolgreich", taz.de, 28 Kasım 2024.
Bernd Wesel, "Wird der Rechtsextremismus weiblich?", Deutsche Welle, 22 Ekim 2022.
Reuters, "Germany's far-right AfD nominates chancellor candidate for first time", 7 Aralık 2024.
Welt, "Liebe Regierung, haut endlich ab", 29 Haziran 2024.
Welt, "Ich drücke definitiv Donald Trump die Daumen", 7 Temmuz 2024.
ARD-DeutschlandTrend (2023).