Atom Bombasından Soframıza PFAS! Ne Kadar Tehlikeli?
09.07.2025
Tehlikeli kimyasallar tüm dünyada içme suyu, toprak ve gıdaları kirletiyor.
İnsanlar ve hayvanlar bu maddelere maruz kaldıktan sonra sıklıkla kansere yakalanıyor ve yaşamlarını yitiriyor. Peki, doğada “sonsuz” kaldıkları için bu adla anılan bu kimyasalların yol açtığı kirlilikten kim sorumlu?
İtalya’daki PFAS Skandalı: Yüzbinler Etkilendi
İtalya’nın kuzeyindeki küçük Trissino kasabası, Alp Dağları eteklerinde sakin bir bölge. Ancak yakın zamanda bir mahkeme, bu kasabadaki bir fabrikadan yıllarca sızan PFAS kimyasallarının tüm bölgenin içme sularını ve topraklarını zehirlediğine hükmetti. Yörede yaşayan yüzlerce kişi – aralarında çevre örgütü Greenpeace ve çocuklarında PFAS tespit eden birçok anne de var – şirkete karşı dava açtı. Sivil toplum kuruluşlarının tahminine göre Veneto bölgesinde bu kirlilikten yaklaşık 350.000 kişi etkilenmiş olabilir.
Mahkeme kararıyla, kimya fabrikasının yöneticisi konumundaki 11 kişi yıllarca hapis cezasına çarptırıldı. Bu yöneticilerin, Japon Mitsubishi şirketi ile Lüksemburg merkezli Chemical Investors için çalıştıkları belirtildi.
PFAS Nedir? Sağlığa Etkileri Nelerdir?
PFAS, per ve polifloroalkil maddeler olarak bilinen bir dizi kimyasal maddedir. Bunlar son derece kararlı (kalıcı) yapıda olup doğada neredeyse hiç parçalanmaz. Bir kez çevreye karıştıklarında, onları oradan yok etmek imkânsıza yakındır. Bu nedenle bilim insanları PFAS için halk arasında “sonsuz kimyasallar” tanımını kullanıyor.
Araştırmalar, PFAS maruziyeti ile çeşitli sağlık sorunları arasında bağlantı kurmuştur. Bu kimyasallara maruz kalmak; karaciğer ve böbrek hasarı, yüksek kolesterol, lenf bezi hastalıkları ve hem erkek hem de kadınlarda doğurganlık azalması ile ilişkilendiriliyor. Alman Çevre Dairesi’nin (Umweltbundesamt) verilerine göre PFAS, yeni doğan bebeklerde düşük kiloya yol açabiliyor; aşıların etkinliğini azaltabiliyor ve yüksek konsantrasyonlarda kansere neden olabiliyor.
PFAS kirliliği küresel bir sorun haline gelmiş durumda. Neredeyse dünyanın her yerinde bu maddelere rastlamak mümkün. Harvard Üniversitesi’nde 2018 yılında yapılan bir araştırma, ABD vatandaşlarının %98’inin kanında PFAS bulunduğunu ortaya koydu. Hindistan, Endonezya ve Filipinler gibi ülkelerde anne sütü üzerinde yapılan incelemelerde, örneklerin hemen hepsinde PFAS tespit edildi. Almanya’da ise her çocuğun vücudunda bu “ebedi kimyasallar”dan belirli miktarlarda bulunuyor; dahası, çocukların beşte birindeki PFAS düzeyi kritik eşiğin üzerinde ölçüldü.
Atom Bombasından Soframıza: PFAS Nasıl Yaygınlaştı?
PFAS 1938 yılında Amerikalı kimya şirketi DuPont tarafından keşfedildi. Metali yüksek sıcaklıklarda bile korozyondan koruyan özel özellikleri sayesinde, ilk olarak II. Dünya Savaşı sırasında atom bombası geliştirme programında kullanıldılar. Savaş sonrası, DuPont bu maddeleri “Teflon” markasıyla yapışmaz tava kaplaması olarak pazarlayarak tüm dünyadaki mutfaklara soktu. Bu hamle, PFAS ailesinin ticari yükselişinin başlangıcı oldu. Isıya, suya ve kire karşı benzersiz dayanıklılığa sahip bu kimyasalların kullanım alanları hızla genişledi. Bugün su geçirmez outdoor giysilerden makyaj malzemelerine, leke tutmayan halılardan tıbbi cihazlara, yarı iletkenlere ve rüzgâr türbinlerine kadar yüzlerce ürünün içinde PFAS türevleri bulunabiliyor.
PFAS maddeleri vücuda ağırlıklı olarak içme suyu ve yiyecekler yoluyla giriyor. Alındıktan sonra yıllar içinde vücutta birikerek kalıcı hale geliyor. Araştırmalara göre bu kimyasallar, insan vücudunda kan ve anne sütü dahil hatta saç örneklerinde bile tespit edilebiliyor.
On yıllarca Gizlenen Tehlike: DuPont Vakası
PFAS’ın tehlikeleri uzun süre gizli kaldı. Ta ki 1998 yılında ABD’nin Batı Virginia eyaletindeki Parkersburg kasabasında bir çiftçinin 100 kadar ineği aniden telef olana dek. Bu çiftlik, DuPont’un PFAS üreten tesisinin yakınıdaydı. Olayın ardından yapılan soruşturmalar, DuPont fabrikasından sızan PFAS içerikli atık suyun ve fabrikanın sızıntı yapan atık depolama sahasının binlerce bölge sakinini zehirlediğini ortaya çıkardı şirket içi belgeler DuPont’un bu maddelerin tehlikelerini onlarca yıldır bildiğini, ancak yetkililerden gizleyerek deşarja devam ettiğini gösteriyordu. Bölgedeki yüksek PFOA (bir tür PFAS) seviyelerinin böbrek ve testis kanseri vakalarında artışla bağlantılı olduğu da bilimsel çalışmalarda ortaya kondu.DuPont, yıllarca süren hukuk mücadelesinin ardından 2017’de, yan şirketi Chemours ile birlikte 3.550 mağdura toplam 671 milyon ABD doları tazminat ödemeyi kabul etti. Bu arada DuPont, ABD dışında örneğin Hollanda’da da PFAS kirliliği nedeniyle açılan davalarla karşı karşıya kaldı.
Milyonlarca Kişi Risk Altında: Dünyada ve Avrupa’daki Durum
Tüm düzenlemelere rağmen, PFAS salımları hâlâ sürüyor. ABD’de Çevre Çalışma Grubu (EWG) adlı kuruluşun resmi ölçümlere dayanarak yaptığı hesaplamalara göre ülkede neredeyse 10.000 farklı nokta bu maddelerle kirlenmiş durumda. Sadece ABD’de yaklaşık 160 milyon insanın PFAS kirliliğinden etkilenmiş olabileceği tahmin ediliyor.
Avrupa’da ise şu ana kadar tespit edilen 23.000 kirlilik noktası bulunuyor. Avrupa Çevre Ajansı’na göre bunların 2.300 kadarında PFAS seviyeleri halk sağlığı için ciddi risk oluşturacak kadar yüksek. Örneğin Fransa’nın Alsace bölgesinde yapılan su kontrollerinde 20 farklı PFAS kimyasalının yüksek seviyelerde bulunduğu tespit edildi. Bunun üzerine yerel yetkililer halka musluk suyu içmeme uyarısı yaptı.
ABD'de Durum
ABD’nin Georgia eyaletindeki Dalton kentinde, bölgede faaliyet gösteren bir halı fabrikasının çevreye yaydığı PFAS nedeniyle yöre sakinleri hasta olduklarını ileri sürerek dava açtı. Bu davada halı üreticisinin yanı sıra daha önce de PFAS yüzünden yargılanan Chemours ve 3M şirketi de sanık olarak yer alıyor.
ABD’de federal hükümet cephesinde de adımlar atıldı. Başkan Joe Biden yönetimi döneminde ilk defa altı çeşit PFAS kimyasalı için içme suyunda yasal sınır değerleri belirlendi. Daha önceki Donald Trump yönetimi, PFAS’ın da aralarında olduğu bazı zararlı kimyasallara yönelik düzenlemeleri geri çekmişti. Öte yandan, PFAS üretiminin büyük aktörlerinden 3M şirketi 2023 yılında, PFAS kirliliğine ilişkin mevcut ve gelecekteki davaların çözümü için 10 milyar dolar ödemeyi kabul etti. 3M şirketi hakkında Hollanda’da da benzer kontaminasyon davaları açıldığı biliniyor.
AB Kademeli Olarak Azaltıyor
Avrupa Birliği ise bu tehlikeli maddeler konusunda daha kapsamlı bir önlem paketine yöneliyor. Birliğin kısa süre önce kabul ettiği düzenlemeler, PFAS kullanımını kademeli olarak azaltmayı hedefliyor. Uzun vadede Avrupa ülkelerinin PFAS’ı tamamen yasaklaması planlanıyor. Yalnızca, toplum için “kritik önemde” olduğu kabul edilen bazı kullanım alanları geçici muafiyet kapsamında tutulacak. Örneğin tıpta kullanılan stentler (damar açıcı tüpler) veya yapay eklemler gibi hayati önem taşıyan bazı ürünlerde PFAS kullanımı şimdilik istisna sayılabilecek. (Kaynak: Deutsche Welle (DW) – Chemikalie PFAS – gefährlich und nicht abbaubar / MFM-Redaksiyon: Mesut Hastürk)