Aşırı Sağcı Şiddetin Gerçek Bilançosu: En Az 203 Ölüm, © dpa
 dpa

Aşırı Sağcı Şiddetin Gerçek Bilançosu: En Az 203 Ölüm

08.07.2025

Almanya'da 1990’dan bu yana en az 203 kişinin sağcı şiddet sonucu hayatını kaybettiği ortaya çıktı.

„Die Zeit“ gazetesinin kapsamlı araştırmasına göre, gerçek ölüm vakası sayısı resmi makamların açıkladığı sayıların çok üzerinde. Yetkililerin 117 olarak duyurduğu bu sayı, gazetenin araştırmasına göre eksik. İddiaya göre işlenen 86 cinayet daha sağcı saiklerle işlendi.  Ayrıca 74 olayda da bu yönde şüphelerin giderilemediği belirtildi.

Öte yandan aşırı sağcı saldırılar özellikle evsizler ve siyasi muhalifler söz konusu olduğunda resmi istatistiklere yansımıyor. Bu da bir başka eksik.

Resmi istatistiklerin eksikliği

Haftalık gazete „Die Zeit“, Frankfurter Rundschau ve Tagesspiegel tarafından 2000 yılında başlatılan araştırmayı devam ettirdi. Bu çalışma ile resmi kayıtların eksik olduğu, özellikle evsizlere ve siyasi muhaliflere yönelik sağcı saldırıların tam olarak yansıtılmadığı ortaya konuldu. Gazetenin güncel araştırması artı 86 ölüm vakasını (cinayet) daha kanıtlarla belgeledi. Böylece açıklanan resmi rakamların yanında gerçek rakamlar önemli ölçüde ortaya çıktı, asıl sayılar da gün yüzne çıktı.

Mahdi Ben Nasr cinayeti tartışmaları alevlendirdi

Son araştırmada, 2023 Aralık ayında Schwarzwald bölgesinde öldürülen Tunuslu mülteci Mahdi Ben Nasr cinayetine özel yer ayrıldı. Ben Nasr, Nazi sembolleri taşıyan, AfD’ye yakınlığı belirlenen bir kişi tarafından öldürülmüştü. Ancak Waldshut-Tiengen Bölge Mahkemesi, cinayette ırkçı amaç görmeyerek saldırganı adam öldürme ve yasa dışı silah bulundurmaktan 6 yıl 10 ay hapse mahkum etti. Bu karar, kurbanın ailesi ve sivil toplum örgütleri tarafından tepkiyle karşılandı. Dava temyize taşındı.

Sivil toplumun rakamları daha da yüksek

Amadeu Antonio Vakfı’nın paralel olarak sürdürdüğü çalışmalarda ise sağcı motiflerle öldürülen kişi sayısı 221 olarak kayıtlara geçti. Sivil toplum örgütleri, resmi makamların konuyu yeterince ciddiye almadığını ve verilerin kamuoyundan saklandığını savunuyor. (Kaynak: Frankfurter Rundschau / MFM-Redaksiyon: Mesut Hastürk)