Berlin ve Brandenburg’da Su Kalitesi Alarm Veriyor!
18.07.2025
Banyo suyu temiz ama ekolojik tablo endişe verici
Yüzme kalitesi iyi, ekolojik denge kötü
Berlin ve Brandenburg’daki göl ve nehirlerin suyu yüzmek için “iyi ila çok iyi” olarak sınıflandırılsa da, ekolojik durumları oldukça kötü. Spree ve Havel nehirlerinde yapılan ölçümler, hiçbir noktada Avrupa Birliği’nin su çerçeve direktifine uygunluk göstermedi. Bu durum sadece balıkları ve kuşları değil, balıkçıları, su sporcularını ve doğaseverleri de etkiliyor.
Blaualg patlamaları ve oksijen düşüşü yaygınlaşıyor
Özellikle yaz aylarında, aşırı fosfor ve azot yüklemesiyle birlikte sıcaklık artışı ve düşük akış hızları, zehirli mavi-yeşil alglerin (blaualg) yayılmasına neden oluyor. Bu durum cilt tahrişi ve mide rahatsızlıklarına yol açabiliyor. Berlin’de Wannsee Gölü bu sorunun yaşandığı yerlerden biri.
Kirliliğin başlıca nedenleri: Tarım, sanayi ve eski atıklar
Spree ve Havel’deki ağır kirlilik; tarımsal gübre kullanımı, sanayi kaynaklı atıklar ve özellikle DDR döneminden kalma ağır metallerle yüklü tortulardan kaynaklanıyor.
Ağır bürokrasi ve bütçe sıkıntıları çözüm yolunu tıkıyor
Potsdam Çevre Dairesi uzmanları, çözüm için ciddi finansman, uzmanlık ve siyasi kararlılık gerektiğini vurgularken, bürokratik engellerin ve yetersiz bütçelerin işleri yavaşlattığını ifade ediyor.
Işık veren örnekler de var
Spree’de Fürstenwalde–Erkner arası ve Havel’de Zehdenick–Malz arasında akışın serbest olduğu bölgelerde ekolojik iyileşmeler görülüyor. Ayrıca NABU’nun Havelberg bölgesindeki renatürasyon projesi 2027 sonrası için umut veriyor.
Kamu bilinci şart: 400 ton atık çıkıyor
Berlin çevresindeki su yollarından yılda yaklaşık 400 ton çöp çıkarılıyor. Yetkililer, vatandaşlardan daha duyarlı olmalarını, örneğin ilaç ve kimyasalları klozete dökmemelerini, güneş kremi kullanırken dikkatli olunmasını ve yazın su tasarrufuna özen gösterilmesini istiyor.
2027’de yaptırımlar kapıda olabilir
AB direktifine göre 2027’ye kadar çevresel hedeflere ulaşılmaması halinde mali yaptırımlar gündeme gelebilir. Ancak bu da ironik bir biçimde, zaten yetersiz olan çevre bütçelerinin daha da azaltılması anlamına geliyor. (Kaynak: rbb24 - MFM-Redaksiyon/Taner Şentürk)